Eğer bizimle gelirsen, kalbinin yarısı Afrika’da kalacak.
Şimdi kim olduğunu, gelecekte ne yapmak istediğini, nereden gelip nereye gitmek istediğini bir yana bırak. Düşün, birazdan bir zebra sürüsü dört nala koşarak geçecek önünden, hemen yanında ceylanlar sıçrayacak. Ceylandan savrulan bir tüy önüne düşecek, belki sen o tüye dokunacaksın. Dikkatlice bakınca, uzaklarda bir aslanın yavrusunu kokladığını görecek ve biraz derin nefes alınca anne aslanın duyduğu kokuyu ciğerlerinde duyacaksın. Kuş sürüleri geçecek üstünden. Turuncu bir sağanak gibi yağacak gölün üstüne flamingolar. Fotoğraf makinasını bırakıp seyredeceksin, bir fotoğraf karesine, bir blog sayfasına sığmayacak çünkü gördüklerin. O zaman sen de kalemi kâğıdı, fotoğraf makinesini bırakıp sadece seyredeceksin. Flamingolarla arana bir bufalo girecek, belki bir bufaloyla göz göze geleceksin. İşte bu yüzü belki de bundan onlarca yıl sonra bir gün düşünde görünce şaşıracaksın. Aman Tanrım, yıllar geçti üstünden. Gördüğün hiçbir şeyi bir daha unutamayacaksın.
Kalbinin yarısı Afrika’da kalacak.
Bir maymun öğle yemeğinizi aşıracak ama hiç kızmayacaksın. Maymunlar hep yemeklerinizi aşırsın, kuşlar hep sandviçlerinize ortak olsun isteyeceksin. Yüreğin yepyeni bir havayla, damarların sanki yeni bir kanla dolacak. Arınacaksın. Sürülerin içinde kaybolup, bir zürafanın boynunda ağaçların tepesine yükselirken üstünden geçen bir buluta tutunup gökyüzünden Afrika’yı seyretmeye başlayacaksın. Tam o sırada ağzını kocaman açmış bir su aygırı. Hiçbir şey korkutmayacak seni. Hiçbir ses ürkütmeyecek. Doğanın saatine uyacak içindeki saat. Geç, erken, hızlı, yavaş bildiğin bütün sözcükler değişecek. Bir ceylanın kalp atışlarını duyacaksın ellerinde. Sadece büyülenmiş gibi, zaman durmuş da bir tek sen yaşamaya devam ediyormuşsun gibi doğanın içinde tek başına kalacaksın. Kuşlar, timsahlar ve aslanlar geçecek yanından. Kuşlar, timsahlar, aslanlar ve sen aynı gökyüzünün altında, aynı akasyanın ağacının gölgesinde, hep birlikte takvimin o gününe, saatin o saniyesine çakılacaksınız. Bu kadar göz, bunca koku, bunca ağaç. Dönünce ya unutursam diye korkacak ama yıllar geçse de üstünden unutmayacaksın. Geri döndüğünde farklı birisi olacaksın. Kaç yaşında olursan ol, yeniden doğup, yeniden başlayacaksın yaşamına. Hiçbir şey bıraktığın gibi olmayacak.
Döndükten sonra kalbinin bir yarısı Afrika’da kalacak. Yorulduğunda, umutsuzluğa düştüğünde Afrika’da bıraktığın kalbin koşacak yardımına. Aşk sözcüklerin, pembe düşlerin, en güzel renklerin Afrika’daki kalbinde hep saf, hep taze kalacak. Gözünün önüne Afrika’dan bir fotoğraf geldiğinde yüzünde bir gülümseme belirecek. Bu kadar kolay, böylesine sıcak gülümsediğine şaşıracaksın.
Kalbinin yarısı Afrika’da kalacak.
Comentarios